Kendi ülkemizin suç istatistiklerine odaklanmamızın nedeni, diğer ülkelerde kendi siyasi, sosyal ve kültürel ortamlarına bağlı olarak suç istatistiklerinin farklı olmasıdır. Örneğin Latin Amerika ülkelerinde VIP’lere karşı işlenen suçların en önemlisi kaçırma ve fidye istemedir.  Siyasi terör ortamının ağırlıklı olmadığı bu ülkelerde pek fazla sansasyon amaçlı suikast görülmez. Bizim de dahil olduğumuz birçok ülkede ise en büyük risk sansasyon amaçlı suikast girişimidir.

Gelelim kişisel imaj kavramının risk analizine etkisine.  Kişiler gerek etnik kökenleri, gerek siyasi eğilimleri ve gerekse inançları, meslekleri, iş kolları gibi etmenlerden dolayı  başka kişilerin gözünde farklı imajlara sahip olabilirler.

Örneğin üst düzey bir ordu mensubu devlet otoritesini, iktidar partisinin bir milletvekili ya da bakanı siyasi otoriteyi simgeler. Bir büyükelçi başka bir ülkede bağlı olduğu ülkeyi simgeleyecektir. Kişisel imajın önemli olmasının nedeni, sansasyonel eylem peşinde olan örgütlerin simgesel kişileri hedef seçecek olmalarıdır. Bu sebeple kendi koruduğumuz kişinin neleri simgelediği konusunda kafa yormamız gerekir.

Örneğin bir dönem Asala Örgütüne bağlı teröristlerin en fazla hedef aldığı kişiler, Türk devletini dışarıda temsil eden Büyükelçilerimizdi. İsimleri ve kim oldukları önemli olmadan, hedef seçilmelerinin tek nedeni taşıdıkları imajdı.